21 Aralık 2007 Cuma

BUGÜN CUMA
MUBAREK CUMA,
MUBAREK KURBAN BAYARMININ IKINCI GÜNÜ,
MUBAREK FRÖHLICHE WEIHNACHTEN ARIFESININ KUTSAL CUMA GÜNÜ,
BUGÜN CUMACILAR TEKRAR TEKKE LEON'DA BULUSUYOR,
KUTLU OLSUN,
HAYIRLARA VESILE OLSUN,
HUZURA YOL OLSUN,
BOS GEVEZELIKLERE SON OLSUN,
HOS MUHABBET OLSUN,
KALITEDE ARTIS OLSUN,
MÜRID ADNAN VE MÜRID HALIM'IN KÜFÜRBAZ DILINI ESEK ARISI SOKSUN,
CEMAATIN MUHABETINE ENGEL OLAN MÜRID SEBAHATTIN'IN SAZI, SAZ ISTERUK DIYENIN G....ÜNE PERGEL OLSUN,
MEZE DIYE OT YEDIREN CUMBABA'NIN RUHUNA VICDAN OLSUN,
RAKIMIZ GOLD OLSUN,
MEKANIMIZA NUR DOLSUN....

26 Ağustos 2007 Pazar

Rakı satışları neden azaldı?

Rakı satışlarındaki düşüşün nedeni toplumun muhafazakarlaşması mı? Elif Ergu'nun ropörtajı

“Hükümet her ÖTV artışının sahte rakıyı artırdığını görmeli” diyen Yorgancıoğlu, Yeni Rakı’yı bir dünya markası yapmanın anahtarının turistler olduğunu anlattı

Galip Yorgancıoğlu Mey İçki’nin CEO’su. Yeni Rakı, Tekirdağ, İzmir Sakız Rakısı, Mest, Tekel Birası, Hare Likörleri, Kayra Şarapları, Binboa votkaları, Votka Lokka, Mey’in şemsiyesi altındaki alkollü içeceklerden en bilinenleri. Malum yaz aylarında hareketlenen eğlence dünyası alkol tüketimini artırıyor. Peki hangi içkiler daha çok tüketiliyor? Rakı tüketimi düşüyor mu? Bunun nedeni Türkiye’nin muhafazakarlaşması mı? Alkollü içeceklerden alınan ÖTV konusunda yeni hükümetten ne bekleniyor? Galip Yorgancıoğlu’nu, alan çalışmaları yaptığı dönemde yakaladık. Karşımıza sportif kıyafetiyle çıktı. Bebek Kahve’de çay yudumlayarak alkollü içecekleri konuştuk.

Tekel’in alkollü içkiler bölümü 2004’te özelleştirildi. 4 ortaklı MEY İçki Tekel’i aldı. Kısa sürede yeni markalar çıktı. Amerikalı TPG MEY’in çoğunluk hisselerini aldı. Siz tüm bu operasyonların başındaki isimsiniz. Hızla büyümeye devam ediyorsunuz. Daha kaç çeşit rakı ve şarap markası çıkaracaksınız?
Bir buçuk senede 15 yeni lansman yaptık. Çabuk tüketilen mamullerde çok iyi bir rakam bu. Karşımızda üç sorun vardı. Birincisi, devlet sektörüyle 60 yıldır yönetilen bir şirketi özel sektör mantığıyla yönetmek. İkincisi, kaliteyi sağlamak, çalışanların motivasyonu, tüketici beklentileri gibi kavramlarla şirketi tanıştırmak ve üçüncüsü yeni markalara olan ihtiyaçtı. Tüketiciye önce farklı markalarla gittik. İlgi de gördük.

Hangi yeni markalarınız çok tuttu?
Binboa çok tuttu. Votka Lokka da çok tuttu. Mest Rakı son markamız. Planladığımızın iki katı üretime gitti.

Mest’in özelliği nedir?
Tek üzüm çeşidi var içinde. Sultaniye ve Misket diye iki türü var. En kaliteli Sultaniye üzümü ve Misket üzümünden yapılıyor. İçinde üzüm kokusu var. Gençler ve kadınlar çok beğendi. İlk yaptığımız farklılık Tekirdağ Altın Serisi’ni çıkarmaktı. Çok kaliteli bir seri oldu, ilgi gördü. Rakının sarımtrak rengi şaşırttı herkesi. Sonra İzmir Sakız Rakısı’nı çıkardık. Daha sonra da Mest.



Tüketim 48 milyon litre

Rakı içen sayısı arttı mı?
Biz bu işe başladığımızda düşüş yaşanıyordu. Hızlı bir iniş söz konusuydu. Yıllık tüketim yılda 70 milyon litreden 40 milyon litreye düşmüştü. Bu rakam son iki yıldır yeni şirketlerin bu işe girmesi ve yeni markaların çıkmasıyla 48 milyon litreye yükseldi.

Rakı ve şarapta yeni arayışlarınız nasıl bir ekip tarafından gerçekleştiriliyor?
Rakıda Tekel’den gelen uzman kadrolarımız var. Şarap için yabancı uzmanlardan destek alıyoruz. Kayra Şarap markamız sıfırdan yaratıldı. Şemsiye marka oldu. Kayra için Amerikalı bir uzman ve ayrıca Fransız bir grup var. Ürün geliştirme departmanı da var.

Votka çeşitlerinde de yenilik yaptınız. Dünya markaları yeşil elmalı votka üretiyor, siz kırmızı elmalı ürettiniz. Tuttu mu?
Kırmızı Binboa tek dünyada. Bir de kan portakalı çıkardık. Yeni aromalar deniyoruz. Yurtdışından gelen uzmanlarla birlikte oluyor. Rakı için Tekel’den gelen iyi ustalar var. Bu işte damıtımını bilmek önemli.

Yeni rakıların eskilerden temel farkı ne?
Kullandığımız anason farklı. Eskiden rakılar az beyazlardı, nedeni az anason kullanılması. Biz taze anason kullanıyoruz.

ÖTV kaçağa yarıyor

Alkollü içkiler için Türkiye’de genel bir sorun var. ÖTV. 35 YTL’lik rakının 14 YTL’si ÖTV. Siz rakı için özel koruma istiyorsunuz. Yeni hükümetin öncekinden farklı karar alabileceğini düşünüyor musunuz?
Hükümet bugüne kadar rakının korunması konusunda sağlam durdu. ÖTV artışı ayrı konu. Dört kere artırdılar ama şunu da gördüler, ÖTV arttıkça rakı üretiminde kayıtdışına kayıldı. Yüzde 60 kayıtdışı var. O zaman aslında kimse kazanamıyor. Hükümetlerin artık rakıya gelecek her ÖTV artışının kaçak üretime yaradığını görmesi lazım. Bu çok sağlıksız durum. Sahte rakı içenler öldü, halkın sağlığını düşünmek lazım.

Hükümeti kuracak parti değişmedi. Oyları arttı. Toplumun muhafazakarlaştığını, bunun da alkollü içki tüketimine yansıdığını düşünüyor musunuz?
70 küsur milyon litrelerden 40 milyon litrelere düşüşün ana nedeni ekonomik. Keyif için içiliyor ama keyif yapacak gelir yok. Rakı 5-6 yıl önce 4 dolardı, şimdi 18 dolar.

Rakı Uzo’dan pahalı

Başka bir nedeni yok diyorsunuz?
Şunu biliyoruz, Türkiye’de toplumun yüzde 50’si alkollü içecek kullanmıyor.

Milli içki rakıyı bu hükümet korur mu?
Yunanistan Uzo’yu koruma altına almış. Rakı Uzo’ya göre çok pahalı. Bu hükümetin tutarlılık göstereceğini tahmin ediyoruz. Bandrol de pazara çekidüzen verecek.

Rakı üretiminin ne kadarı kayıtdışı?
Yüzde 10 kadarı.

En çok hangi dönemde rakı satılmış?
1997’de 73 milyon litre satılmış. Kişi başına düşen tüketim yılda 2 şişe.




Egeliler’in şivesiyle ‘daneler oluşmadı’

Üreticilerin elindeki tüm üzümleri aldığınız, rakiplere üzüm bırakmadığınız söyleniyor.
Her sene 80-90 bin ton üzüm alırız. Eskiden Tekel olarak üreticinin üzümlerinin tümünü almak zorundaydık. Şimdi hepsini almıyoruz.

Kuraklıktan etkilendi bağlar. Durum nedir, bağbozumları nasıl geçecek?
Bu sene durum kötü. Rekoltede yüzde 30 kayıp var. Üzümde değil yalnızca sorun, anasonda da çok büyük ürün kaybı var, yüzde 40 civarında. Egeliler’in şivesiyle söyleyeyim, ’Anasonda daneler oluşmadı.’

Çin için yeşil çaylı rakı üretiyor

İhracat rakamları nedir Yeni Rakı’nın?
Yılda 2 milyon litreydi, biz 4 milyon litreye çıkardık. İhracatımızı artıracağız.

Hedefte hangi ülkeler var?
Bir arkadaşım Cezayir’de şu an. Hindistan ve Çin pazarları için de araştırma yapıyoruz. Çin’de Batılı standartlarda yaşayan 150 milyon, Hindistan’da da 40 milyon kişi var. Onların damak zevkini araştırıyoruz. Yeşil çaylı rakı ve votka denemelerimiz var. Ayrıca gül likörü de deniyoruz.

Votka tüketimindeki artışın kaynağı gençler

Trendler değişiyor. Gençlerin tüketim alışkanlıkları çok farklı değil mi? Şimdilerde en çok hangi içkiler tüketiliyor?
Farklı, votka ve şarap tüketimi artıyor. Düşük alkollü içeceklere geçiş var. Büyük şehirlerde, sahil bölgelerinde meyve suyuyla, enerji içecekleriyle birlikte votka çok tüketiliyor. Lüks bir restoranda gece bir saatte masalar kalkıyor, herkes ayaklanıyor. Masaya votka geliyor. Votka gece hayatının en trendi içkisi.

Türkiye’de ne kadar votka satılıyor?
6 milyon litre satılıyor. Her yıl yüzde 8-10 artıyor tüketimi. Şarap tüketimi ise 80-90 milyon litre. Şarap tüketiminin yüzde 65’i de kayıt dışı.

Döner + Yeni Rakı= 3 euro kampanyası çok tuttu

Yunanistan’da Türk rakısı satılıyor mu?
Satılıyor. Mykanos’ta Yeni Rakı var.

Yeni Rakı’yı dünya markası yapacağız diyorsunuz, bunun için neler yaptınız?
Yeni Rakı dünya markası olabilir. Öncelikle bizim ülkemizdeki sorunları çözmemiz, ülkemize gelen turistlere Yeni Rakı içirmemiz lazım. Türkiye’de bu içkiyi seven ülkesinde de görünce satın alır. 35 bin Yunan yaşıyor Almanya’da. 12 milyon Uzo satılıyor. 3.5 milyon Türk yaşıyor Almanya’da. Rakı satışları Uzo’yla kıyaslanmayacak kadar az. Tatillerini Yunanistan’da geçiren Almanlar Uzo’yu da içmeye devam ediyorlar.

Biz Almanlar’a yönelik bir kampanya yaptık.

Kapak kampanyası mıydı?
O kampanya devam ediyor. 10 rakı kapağı getirenler arasında çekiliş yapıyoruz. Geçen yıl 4 Alman çift geldi, bu yıl da 5 çift gelecek Türkiye’ye tatile. Ayrıca bir kampanyamız daha oldu. Almanlar döneri çok seviyor. Dönerle birlikte sert içkiler içiyorlardı. Biz de döner + yeni rakı 3 euro kampanyası yaptık. Bu mönülerden 450 bin adet satıldı. 5 cl’lik otellere yaptığımız özel şişelerle Yeni Rakı’lar gönderdik, ilgi gördü.

Ne yapacağımı bilmediğim için çok iş değiştirdim

İlk yaptığınız iş neydi?
Babamın yanında yaz tatillerinde demir satmaktı. Erken çalışmaya başladım ve 1980’de sigortalı oldum. Boğaziçi Üniversitesi İşletme mezunuyum. Bizim dönemde okul biter bitmez ya murakıp oluyordunuz ya da bankacı. O dönemde Burhan Karaçam Egebank Genel Müdürü’ydü. Ben bankacılığa Burhan Karaçam ile başladım. Bankacılığım bir yıl sürdü, sonra askere gittim. Dönüşte bankacı olmayı istemedim. Gold Star Grubu’nda çalıştım. Elektronik parçalar satıyordum. Orada da bir yıl çalıştım. Sonra bir Galatasaraylı abimin telkiniyle turizme kaydım. Turizmin de bana göre olmadığını düşündüm ve Philip Morris’e girdim. Ürün müdür yardımcısı olarak pazarlama bölümünde çalışmaya başladım. Daha düşük bir pozisyon yoktu. Tam olarak ne yapacağımı bilmediğim için bu kadar çok iş değiştirdim. Coca Cola, Burger King ve daha sonra da Mey’e girdim.

En ucuz şarap 6.5 YTL

Yüksek ÖTV turizmi de etkiliyor. Özellikle güneyde bazı 5 yıldızlı oteller de bu söylediğimin içine giriyor, kaliteli içki bulunmuyor...
Biz güneydeki otellere şaraplarımızdan satamıyoruz. Markalı şarap satmıyorlar. 10 liraya rakı satıyorlar. Turistik barlarda da yokuz. İnsan sağlığı açısından bu çok önemli. Turistlerin karşısına markasız ürünlerle çıkılıyor. Çok iyi şaraplar var Türkiye’de. Rakiplerimizin de çok iyi şarapları var. Ancak ne yazık ki markasız şarapları turistler Türk şarabı olarak içiyor.

En ucuz şarabınız ne kadar?
En ucuz şarabım 6.5 lira, Güzel Marmara. Güneyde 1 YTL’ye şarap var. Benim ÖTV’m 3.5 lira. Yani mümkün değil o fiyatlara satmamız.

Bodrum ve Çeşme’de mekanların çoğunda Kayra var. Şaraplarınız için agresif bir pazarlama stratejisi izlediğinizi söyleyebilir miyiz? Restoranların tercihi oldu Kayra. Şarapta bu sene atak yaptık. Biz çok özen gösteriyoruz , mekan sahipleri de bunu görüyor.

EN ZOR GÜNÜM
Sahte rakı krizinde büyük stres yaşadım

Sahte rakı krizi günleri iş yaşamımdaki en zor günlerdir. Her gün birkaç kişi öldü. Markamızın adı işin içinde, sahtecilik dorukta, çok kötüydü. 1 milyon rakıyı geri topladık. Çok stresli günlerdi.

12 Temmuz 2007 Perşembe

Merhaba Cumacilar

Sizlerinde cok iyi bildigi gibi son Cumamizda sanimiza yakismayan adi tartisma ortami dogmustur. Bu vesile ile aramizda Cumalara veda etmek isteyen arkadaslarimiz söz konusudur.

YETER BE !!!!!

Cumalar körü körüne tatmin olma yeri degil, seviyeli sohbet masasidir.

Agzi ile kicinin yerini sasiran arkadaslarimiz lütfen kendilerini toplasinlar.

CUMBABA

8 Haziran 2007 Cuma

bir site misafirimizden mesaj

selam

ben sizlerinde aranızda olan bir dostum vesilesiyle sitenize girdim ve orda gördüğüm manzara büyüleyici bir manzaraydı ben günümüz şartlarında böyle dostlukların böyle sohbetlerin böyle bir sevginin var olduğuna taki sizin sitenize girinceye kadar inanmayan biriyimdim.ne vakitki sizin sitenize girdim gördümkü günümüzde dostluk ,arkadaşlık,sevgi ,aşk halen varmış ne güzel keşke herkes sizlerin yaptığını yapabilse ,yani yapa bilsek ne güzel olurdu değilmi neyse neşeniz bol dostluklarınız baki olsun.

saygılar

01 Haziran 2007 Cuma 14:26

7 Haziran 2007 Perşembe

Sitemizi ziyaret eden bir sempatizandan

Cumacilarin yeniden toplanmasi vatana millete hayirlar nasip etsin.

Yolunuz acik, muhabbetiniz bol olsun

Sempatizan Cumaci

23 Nisan 2007 Pazartesi 10:48

5 Haziran 2007 Salı

ŞİŞE

Her paylaştığımız şarap şişesi
uzun bir ayindi adeta,
birlikteliğimizi teyid ederdi.

Tanıştığımız yaz Girit'te bir bağda
durup yediğimiz üzümleri
anmış gibi olurduk her bardakla.

Şimdi de, kim olursa olsun yanımda
masama gelen her şarap şişesini
Elsa'yla birlikte içiyoruz.

Kırık bir şişenin yarısı onda,
yarısı bende sanki:
Keskin kenarlarını paylaşıyoruz.

Roni MARGULIES

29 Mayıs 2007 Salı

19 Mayıs 2007 Cumartesi

Cumacilar Villa-Leon dergahinda toplandi.

18.Mayisi 19.Mayisa baglayan gece toplanan Cumailarin muhabbeti sabah saatlerine kadar sürdü.

Cumbaba Fikri üstadin da hasir bulundugu sohbet aksaminda misafir Cumacilar da vardi.

Degerli Hasan Hoca Efendi ve Orhan Efendi gecenin onur konuklarindandi.

"Babaya destek" faaliyetlerinden bir türlü vakit bulup gelemeyen Ilyas Aga Efendi de Cumalardaki yerini aldi. Böylece Cumacilardan bir üstad daha yuva dönmüs oldu.

Muhabbetin en anlamli sözü Hasan Hoca Efendi'den geldi;

" Eczanelerde ilac satilir derler ama ilaclarin hasi olan bu Raki hic bir eczanede satilmaz. Ilacinizin kiymetini bilin."

Bu manali ve anlam yüklü sözle Hoca Efendi Cumacilarin gönlünde yine taht kurdu.

Ilac niyetine icilen Raki; gönüllerin pasini sildi. Ruhlari aydinliga kavusturdu.

Cumacizade Gökhan Efendi

18.05.2007 FOTOGRAFLAR






18.05.2007 FOTOGRAFLAR










18.05.2007 FOTOGRAFLAR











18.05.2007 FOTOGRAFLAR














18.05.2007 FOTOGRAFLAR










15 Mayıs 2007 Salı


Zat-i muhterem Cumacilar...

Son bulusmamizdan bu vakite kadar yine iki haftayi devr-i teslim eyledik.

Tekrar muhabbet eylemenin zamani gelmistir.

Cumalarimizin tekrar sadik ve demirbas müridi vaziyetine terfi-i eden Erman Efendi'yle, Cumalarin asli babasi Cumbaba Fikri Üstad, her nevii hazirliklari hatim eylemistir.

Is bu halden dolayidir ki;

18.Mayis.2007 tarihinde,

Mekan-i Villa-Leon dergahinda,

Vakit aksam serinliginde yani 19.30'da toplaniyoruz.

Bardaginiz bulut, tabaginiz muhabbet, ruhunuz huzur dolu olsun.


Cumbaba Fikri Üstad

ve

Mürid-i Cuma Erman Efendi (Harb-i Cumacibasi)

11 Mayıs 2007 Cuma

Nedir bu ‘rakı muhabbeti’?

Rakı için ülkemizin geleneksel içkisidir demek doğru bir tanım olur. Viski nasıl Amerika’lı bilinirse, rakı da o kadar Türk’dür. Hani “Türkiye’nin tanıtımını üç-dört kelimeyle yapın’, deseler ilk söylenecek sözler Topkapı Sarayı, Rakı, Türkiş Döner ve Lokum olur herhalde. Bu anason kokulu içkiyi elbette sevmeyenler de vardır. Ama tadını bir kez aldınız mı, siz de rakıyı alıp başınızın üstüne oturtuverirsiniz. İçimi pek kolay olmayan ve yanında mutlaka yiyecek gerektiren bu içki öyle beş dakikada bitirilmez. Onun kendine özgü bir içme adabı vardır. Her şeyden önce yavaş yavaş, demlenerek ve yarenlik ederek içilir ki keyfi çıkarılsın. Yarenlik çok önemli; çünkü rakı sofraları uzun soluklu sohbetlerin yapıldığı bir yer, bir nevi dost evi gibi. Bu nedenle birlikte olunan kişilerin rakı adabını bilmeleri gerekir ki, sonra pişman olunmasın.

Neden Rakı?

Her coğrafya parçası üzerinde yaşayan insanlara bazı şeyler sunar. Bu bir denize kıyı olmak, verimli toprakları barındırmak gibi çeşitli alternatifler şeklinde olabilir. Bizim de topraklarımız her türden güzelliği almış, binlerce yıldır da birçok ulusun yerleşim yeri olarak tarihe geçmiştir. Her şeyin yetiştiği bu verimli topraklar bilim ve edebiyat gibi insanlığın gelişim göstergelerinde hep önlerde olmuş ve birçok kültüre ev sahipliği yapmıştır. Yani bu topraklarda binlerce yıl, yüzlerce kültürle kaynaşarak muhteşem bir zenginlik oluşturmuştur. Doğuyla batı arasındaki köprü olmak da azımsanacak bir durum değildir. Her kültür kendi sosyal yaşamını yaratır. Bunu etkileyen nedenlerin başında coğrafya da gelir. Nerede ve hangi koşullarda yaşandığı belirleyici bir etmendir.
Her kültürün bir de eğlenme biçimi vardır. Bu topraklarda yıllarca bir üzüm mahsulü olan şarap içilmiş, böylece alkolün vücuda verdiği gevşeme duygusu yaşanarak, günlük sorunların kısa bir süre için de olsa üstesinden gelinmeye çalışılmıştır. Bir süre sonra şarap, ikinci bir damıtılmaya tabi tutularak şarap rakısına ulaşılmış ve sonra da anason eklenerek bu günkü halini aşağı yukarı almış. Bu içki bir de mezeyle buluşunca, insanlar için başka bir dünya oluşmuş. Böylece bir sofrada hem demleniyorsunuz, hem de her türlü konuda fikir alışverişi yapabiliyorsunuz. En çok da edebiyatçılar, sanatçılar ilgi göstermiş bu sofralara: çünkü onların işi biraz da söz söyleme sanatı değil mi?

8 Mayıs 2007 Salı

Rakı ve Anasonun Sevdalıları

Kimine göre sadece bir çeşit alkol, diğerlerinden hiçbir farkı olmayan. Kimilerine göreyse, başlıbaşına bir kültür, bir yaşam biçimi ve bir gösterge.

Bir de rakı şişesinde balık olsam


Duygularını böyle dile getiren şair Orhan Veli biliyorum ki birçok kişinin hislerine de tercüman olmuştu. Onun ve dostlarının ‘rakılı dünyaları’ bugün sanat dünyamızın enfes tatları olarak yaşamımızın orta yerinde duruyor. Mesela, rakıyı ölür bitercesine içmek, alkol denizinde yüzmek değildi elbette; onun kendi adabının yarattığı havayı solumak, yarenlik etmek, güzel düşünüp, güzel söylemek ve de güzel yaşamaktı.

Rakı yaşamımızın neresinde?



Bu ülke, içkinin çok tüketildiği erkeklerin çoğunun ‘potansiyel alkol sempatizanı’ olduğu bir ülke. İçki içmek bize çoğu kez babadan miras. İlk gençlik yıllarında yapılan biralı kaçamakların bir dönem sonra rakıya dönüşmesi de neredeyse çıraklıktan kalfalığa geçmek gibi onurlandırıcı bir durum. Hatta rakı içmeyeni erkekten saymamak da bir tür “Türk Usulü” alkol geleneği.
Biz, bu ülkenin insanları, yumuşak kalpliyizdir; hemen her şeye ağlarız. Akdenizli olmanın yanında ortadoğu kültüründen aldıklarımızla beraber canlı, neşeli, biraz hüzünlü ve de duyarlı olma özelliklerini taşırız. Ağlarız ama, gülmeyi de çok severiz. Yani her fırsatta ağlayan ve de gülen bir milletiz. Peki, üzülünce veya sevinince ne yaparız: Tabii ki içeriz; bizi içiren nedene uygun şarkılar eşliğinde ağlayarak veya güleriz ‘içeriz’. Peki ne içeriz? Elbette rakı! Niye Rakı? Bizi ancak rakı paklar da onun için.

6 Mayıs 2007 Pazar

RAKICILAR MARKALAŞTIKÇA GÜZELLEŞİYOR

RAKI işi özelleşti, bu alanda rekabet tadından yenmez hale geldi. Elda Pazarlama’nın markası Efe etkili basın reklamları, uyguladığı halkla ilişkiler etkinlikleri ve kategoriye getirdiği yeniliklerle çok başarılı bir rakı markası haline geldi.

Burgaz daha etkili basın reklamları yapabilir. Kırmızı kapağını daha da imaja yönelik kullanabilir Yine de iletişimdeki tutarlılığına ve sürekliliğine saygı duymak gerekir.

Tekel’i alan Mey grubu kısa sürede rekabete yanıt verip Yeni Rakı’nın şişesini, logosunu, amblemini değiştirdi. Yeni Rakı reklamları da rakı kültürünün gerçekleri ile örtüşünce ortaya mükemmel bir Yeni Rakı ‘relansmanı’ çıktı.

Yeni başlayan, günlük hayattan ‘rakı öykülerini’ basına taşıyan Yeni Rakı kampanyası da çok beğendim. Çok cesur bir kampanya. Yeni Rakı’nın rakıcılarla duygusal bağlarını güçlendirmesi için bire bir..

Elda pazarlama ise ikinci markaya bile girdi. Çilingir. Yeni Rakı’nın pazarına sert bir saldırı dahaÖHem de fiyat rekabetiyle. 22,5 YTL yerine 21,5 YTL. Çok yerinde bir pazarlama stratejisi..

Peki ama Çilingir’in niye Efe’nin ‘arkagücü’ne gereksinimi var? Basın reklamında ‘Bu sefer sert çıktık’ diyen kim? Elda pazarlama mı yoksa Efe mi? Keşke Elda Pazarlama olsaydı. Efe’yi ‘arka güç’ olarak kullanmak Efe’nin ürün çağrışımlarını bozabilir. ‘Ay Efe’de sertleşti’ diye algılayanlar çoğalabilir. Efe Efe Çilingir Çilingir olmalı. Büyük olasılıkla her iki markaya da aynı marka yöneticisi bakıyor. Oysa Elda Pazarlama her iki markayı ayrı ellere teslim etmeli. Bak o zaman Çilingirci kendi alanına Efe’yi sokuyor mu?

Dün ise Tariş/Tat’ın ’in çıkardığı Mercan Rakı’nın lansmanı başladı. Reklamlarda gördüğüm Mercan şişesi çok güzel bir şişe. Kutlarım. Ama reklamın başlığı aynı şeyi söyleyemeyeceğim: Rakının reklamı olmaz takdimi olurÖNe demek şimdi bu? Yani ‘ben bildiğiniz rakıyı üretiyorum, sadece duyuruyorum mu’ demek. Farklı değil aynı yani? Değil mi? Niye okur bu kadar düşünsün ve yandaki metni okusun ki. ’Keşke Her Şişede Aynı Tat, Aynı Muhabbet’ başlık olarak kullanılsaydı..

Neyse. Dediğim gibi. Rakı işi özelleşti, rakı muhabbeti keyifli hale geldi. Keyifsiz olan Türk ekonomisinin en büyük düşmanı komünist kafalar. Bu kafalar görüldükleri yerde sevilmeli.

Ali Atıf BİR
Bahçeşehir Üniversitesi

5 Mayıs 2007 Cumartesi


04.05.2007 FOTOGRAFLARI

04.05.2007 Cuma aksami Villa-Leon'da toplanan Cumacilar felekten yine güzel bir gece caldilar.
Sebahattin Hoca ve Sinan'in sazlari esliginde Mürid-i Aydin ve Mürid-i Gökhan trans formuna girip ucus haline gectiler.

Cumalarin geleneksel sohbetilerinin edildigi aksamda güncel memleket(ler) ve dünya mevzuulari istisare edildi.

Tipik bir Cumacilar felsefesi olan "degisik ama karsidakinin düsüncesini degistirmeye calismadan, hosgörüyle sohbet" aksami yasandi.



04.05.2007 FOTOGRAFLARI