20 Nisan 2010 Salı

Mehmet Köksal'in aktardigi harika bir siir.

NASİHAT..

Gönül verip gönül geçme ..
Ekmediğin yeri biçme ..
Benden sana bir nasihat ..
Tek başına rakı içme ..

Meze mezedir deyip seçme ..
Kavun peynirden vazgeçme ..
Benden sana bir nasihat ..
Çok yiyerek rakı içme ..

İçkini zevkinle iç ..
Başlamadan kahır etme ..
Benden sana bir nasihat ..
Bir şey kurup rakı içme .. !

Salataya itibar et ..
Meyveleri ihmal etme ..
Benden sana bir nasihat ..
Kızartmayla rakı içme ..

Akşamcıysan beni dinle ..
Kerameti geciktirme ..
Benden sana bir nasihat ...
Başlamadan çorba içme..

Arkadaşını iyice seç ..
Nüktedandan sakın geçme ..
Benden sana bir nasihat ..
Dertlilerle rakı içme ..

Mehmet Alkan

3 Temmuz 2009 Cuma

20 Mayıs 2009 Çarşamba


Degerli Cumaci, sevgili arkadasimiz Kubilay Tufan, Fürth'de yeni bir resim sergisi acti.


Cumaci dostlari bu sergi heyecaninda Kubilay'i yanliz birakmadi...


16 Mayıs 2009 Cumartesi

YASAKLARIN ALTINA HAPSEDILDIGINI...

Kimileri kirksekiz dese de, bugün kirkyedi oldum.
Anlayacaginiz biraz daha degistim, eskidim.
Hayatdan bircok sey aldim,
Karsiliginda neredeyse yarim asir verdim.

Hayatin sirrini,
Haz aldigim mutluluklarin tekrarinda aramamayi,
Bugün yasadiklarimin nakaratlarini yarindan beklememeyi,
Umutlarimi gecmise hapsetmemeyi ögrendim...

Kabullendigim dogrularinin cokluguna aldanmamayi,
Bildiklerimi tekrarlamanin tembellestirdigini,
Kesin oldugunu sandigim dogrularin kapilarini kilitlememeyi,
Dogrularin icine gizlenmis yanlislari elemeyi de ögrendim...

Neleri dogru yaptigimla avunmamayi,
Yanlislarima sirt cevirmenin onlari yok etmeyecegini,
Yaptigim dogrularin sarhosluguna kapilmamayi,
Sadece yanlistan dogruyu bulabilecegimi kavradim.

Deneyimlerimi sahiplenip, onlarin klavuzlugunda yasamayi,
Fakat tecrübelerimden tabular yaratmamayi,
Onlar benim prensiplerim deyip, bir ömür hammaligini yapmamayi,
Inadin ve gururun insani yanilttigini da kavradim.

Bazen inanmayi, sadece inanmayi, ötesine bakmamayi,
Göremediklerimi, duyamadiklarimi ve dokunamadiklarimi yok saymamayi,
Yüregimin ve vicdanimin en derin mahzenlerine isik tutmayi,
O isigin aydinligiyla dogan sese kulak vermem gerektigini kabullendim.

Bilginin yollari gösterdigini, kapiyi ise yüregin ve vicdanin actigini,
Sadece inancin yetmedigini, bilginin de gerektigini,
Bilginin pesinde kosarken mutsuzluga da adim adim yaklastigimi,
Mutsuzlugun, bilginin icindeki zehirde gizlendigini de kabullendim.

Yarinin ne getireceginden kuskulanmamayi,
Gelecegin bilinmezliginden korkmamayi,
Dünü özleyip, bugünü sahiplenmenin ölüm oldugunu,
Sonunu tam kestiremesem de, yarina cesaretle yürümem gerektigini fark ettim.

Hayatin sadece bir macera, bir seyahat oldugunu,
Bütün sirrinin yasaklarin altina hapsedildigini,
Onlari özgür birakmak icin bir parca cesaret gerektigini,
Zamaninda cesur olmazsam, bir sansimin daha olmadigini da fark ettim.


Ögrendim, tatli bir tokatla, arada bir de acimasiz yumruklarla
Kavradim, minik bir tebessümle, bazen de unutulmaz kahkahalarla,
Kabullendim, kücük bir umutla, cok defa da yalvaran göz yaslariyla,
Fark ettim, hafif bir aciyla, kimi zaman da caresiz izdiraplarla...

Bazen kisik, bazen ciglik cigliga bir sesle,
Kirkyedi yillik uzun bir nefesle....

Gökhan Özkan
16.05.2009
MASADA

Küflü salas bir meyhane
Ayaklari telle bagli dört sandelye
Ortada ahsap kurtlu bir masa
Üzerinde bir sise Raki, bir paket de sigara

Rüzgarla karisik balik kokusu disarida
Daginik saclariyla zeytin agaci camin ardinda
Havada asili gibi duran martilar ciglik cigliga
Icine deniz dolmus sandallar kiyida

Tek basina bos sandalyelerin karsisinda
Cenem avucumda dirsegim masada
Yeni yaktigim sigara sol elimin iki parmaginda
Asci garsona bakiyor, garson bana
Ben de belki diye acik kapinin araligina

Gicirtili bir sesle aniden acilinca kapi
Kim oldugu fark etmez dedi icinden ahci
Garson da belli ki bekliyordu parali iki yabanci
Benim icinse hic fark etmez sohbeti tatli bir iki Raki ortagi....

Gökhan Özkan

28 Nisan 2009 Salı

Adsız şiir

Cuma akşamı muhabbete odun gelir, tez yanarız.
Severim, cumada yanan muhabbetin közünü.
Isıtır içimi, taa özümü.
Kelimede kelam yok.
Ayırma kelam sahibinden gözünü.
Anlam bulacaksan o gözlerde bulursun ancak,
Her kelimede o kişinin özünü.
Aslan sütüyle muhabbet; demiri kor döver,
Muhabbet ateşinde, sıralanır kadehler,
Kimi kıl şarap, kimi Cumacı rakı içer,
Kadehler sıralarını şaşırınca.
Hepisinin, demir olur, kor olur, kabarır, göğsündeki yürek.
Akıl düğümlerini hafif hafif çözerek.
Doldur kadehleri niye içtiğini bilerek.
Açıldıkça açılır, kumaştan bir top gibi,
İpekten sözlerle…
Muhabbet , inerde iner derine.
Duygularımıza sakladığımız kelimeleri,
Bir bir çıkarır koyar yerine.
Birden hafifler bedenimiz, dalarız ödünç bir evrene.
Beraberliğe ayırdığımız zamanla, öderiz kirasını,
Kalırız biz bize.
Çözmek için evrenin sırlarını, şeytan gibi ineriz, yerin yedi kat dibine.
Paylaşmak için kozlarımızı, tanrılar gibi çıkarız, gökkubbenin yedi kat üstüne.
Şimdi doldur, bir kadeh de tanrılar için, bir de gelemeyenlere.
Muhabbetten nasip alamayan için, dök bir kadeh de yere.
Bir kadehle sönmez muhabbetin közü.
Sürerde sürer bulana kadar, ya sabahı, ya da kendindeki özü.

Cumaları en çok rakı içen, Cumacı Adnan

18 Nisan 2009 Cumartesi

3 Nisan 2009 Cuma

Kubilay Tufan'in Fürth'de actigi Resim sergisinden kareler





28 Mart 2009 Cumartesi

DÜNDEN BUGÜNE CUMACILAR

DÜNDEN BUGÜNE CUMACILAR

Cumacilar, Cuma aksamlari toplanan, haftanin yorgunlugunu bazen kedere, bazen da keyfe bogan Nürnberg’li bir hosgörü cemaatidir.

Bardaklarinda bulut icer, tabaklarinda muhabbeti meze ederler.

Cuma aksamlari toplanmalarinin altinda, son is gününün bitmesi ve haftasonunun baslamasindan baska hic bir neden yoktur.

Aklinizdan gecen komplo-teorileriyle de hic bir ilgi ve alakasi yoktur.

Cumalarin ilk baslangic tarihi 1990 yilinin yaz aylaridir. Keyifli gecen sekiz yilin ardindan cöküs dönemi yasanmis ve 1998 yilinda dagilmistir.

Dagilma sürecinin ilk nifak tohumlarini Cumacilar Mürid-i (Asistan Mürid) Erman Efendi atmistir. Tabii onun yardimcisi ruhunu ic-Fasizme teslim etmis Osman Efendinin katkilari da Cumacilar tarihine yazilmistir.

Erman Efendi her ne kadar Cumacilarin ilk kurucularindan olsa da; Ajan-Provakatör davranislarindan dolayi hic bir zaman „Harb-i Cumaci“ olamamis, her zaman Asistan-Mürid olarak kalmistir.

Asistan-Mürid Erman’in mürsidligini yaptigi Loni Übler Tekkesinin kapilarini Cumacilar Cemaatine kapamasiyla baslayan Diaspora yasami Cumacilar üzerinde cok derin izler birakmistir.

Diaspora yasami Cumacilari cekmek zorunda kaldiklari acilarla tanistirmis, mekansiz kalan Cumacilar, degisik Mekan ve Mey-i hane‘lerde kendilerine „Yurt“ aradilarsa da, sonuc hep hüsran olmustur.

Yasamak zorunda kaldiklari horlanma, zulüm ve iskence ruhlarlarinda derin izler birakmis, hayata küskünlük ve nihayetinde Cumacilar 1998 yilinin soguk bir kis aksami dagilmistir.

Taa ki, 2007 yilinin Nisan aylarina kadar.

Nisan 2007’de Cumanin büyük üstadi Cumbaba Fikri, mürit Adnan Efendi ulakligiyla ve niyeti süpheli Asistan-Mürit Erman Efendinin oluruyla , Cumacilari 20.Nisan.2007 tarihinde yeniden Cumalara davet etti.

Asagida göreceginiz video ve fotograflar, Cumacilarin yeniden hayata döndügünün ve esaret yillarinin bittiginin belgesidir.

Üstadimiz Cumbaba Fikri'ye derin sükranlarimizi sunariz.

Gökhan
harb-i Cumaci

26 Mart 2009 Perşembe

20 Mart 2009 Cuma

3 Şubat 2009 Salı

Aziz ve muhterem cumacilar alemi.
Siirli cuma aksaminda dostlar ile olmak güzeldi ama olan olur bazen iste.Olmasin insallah bundan sonra alemde tersi hareket yoksa kaciyor RAKI dan bereket.Anlasildi ok.Dostlar ben imana geldim kösemizdeki video dan sonra derim ki ey mübarek kullar, daha cok cumalar yapip hayirli dualar alalim.Imamlar issiz kalmasin.Gökhan yüregin RAKI eline Siirli günler.Ey ibn-i aziz kullar gününüz güzel muhabbetler bol hayirli cumalara vesile olsun.Bir Cumaci Kubilay selami.

20 Ocak 2009 Salı

Evet degerli Cuma mensuplari,

Güzel bir siir gecesini hep bir elden katletmemize ramak kala icilen raki,sarap ve de yanan mumularin yüzüü-suyu hürmetine kil payi kurtardik.

Artik, "hoop susun laan", "Sen sus simdi sira..." veya ister istemez benim de parcasi oldugum, yeri ve zamani olmayan konulari Adab-i muaseret kurallari icerisinde bile tartisamamak yasi kemale ermis Cumacilara pek yakismadi.

Daha güzel Cumalara özlemle.

ilhan

19 Ocak 2009 Pazartesi

Evet güzel bir siir aksamini da kulaklarimizi keyiflendirerek, damagimizi tatlandirarak, beynimizi de hayallere daldirarak yasadik.

Aaaaah, ah, biraz da Adnan susmayi ögrenebilse, biraz da dinlemeyi...

Fikri de sessizligi saglayayim derken daha cok gürültü cikarttigini fark edebilse...

Olacak, olacak...

Belki de bir sonraki siir aksaminda olacak.

Yine de cok haz aldigimiz, tadini damagimizda biraktigimiz bir aksam yasadik.

En kisa zamanda tekrarini isteriz...