28 Nisan 2009 Salı

Adsız şiir

Cuma akşamı muhabbete odun gelir, tez yanarız.
Severim, cumada yanan muhabbetin közünü.
Isıtır içimi, taa özümü.
Kelimede kelam yok.
Ayırma kelam sahibinden gözünü.
Anlam bulacaksan o gözlerde bulursun ancak,
Her kelimede o kişinin özünü.
Aslan sütüyle muhabbet; demiri kor döver,
Muhabbet ateşinde, sıralanır kadehler,
Kimi kıl şarap, kimi Cumacı rakı içer,
Kadehler sıralarını şaşırınca.
Hepisinin, demir olur, kor olur, kabarır, göğsündeki yürek.
Akıl düğümlerini hafif hafif çözerek.
Doldur kadehleri niye içtiğini bilerek.
Açıldıkça açılır, kumaştan bir top gibi,
İpekten sözlerle…
Muhabbet , inerde iner derine.
Duygularımıza sakladığımız kelimeleri,
Bir bir çıkarır koyar yerine.
Birden hafifler bedenimiz, dalarız ödünç bir evrene.
Beraberliğe ayırdığımız zamanla, öderiz kirasını,
Kalırız biz bize.
Çözmek için evrenin sırlarını, şeytan gibi ineriz, yerin yedi kat dibine.
Paylaşmak için kozlarımızı, tanrılar gibi çıkarız, gökkubbenin yedi kat üstüne.
Şimdi doldur, bir kadeh de tanrılar için, bir de gelemeyenlere.
Muhabbetten nasip alamayan için, dök bir kadeh de yere.
Bir kadehle sönmez muhabbetin közü.
Sürerde sürer bulana kadar, ya sabahı, ya da kendindeki özü.

Cumaları en çok rakı içen, Cumacı Adnan

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Bu şiir tam yerine oturmuş!sonsuya dek kalsın diyesi geliyor insanın.
Başına sağlık ADNAN